DOLAR 32,4504 % -0.15
EURO 34,8290 % -0.66
GRAM ALTIN 2.438,67 % 0,10
ÇEYREK A. 3.987,23 % 0,10
BITCOIN 63.500,00 0.794
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 16°

  YURTTAŞLARIM, AZ ZAMANDA ÇOK BÜYÜK İŞLER YAPTIK!

Son Güncelleme :

29 Ekim 2020 - 13:44

 ( Yaşasın Cumhuriyet )

“ Yurttaşlarım, az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü ebedi Türk Kahramanlığı, Türk kültürü ve Türkiye Cumhuriyetidir.”

Hangi büyük işi Cumhuriyetin ilanı ve bir ülkenin hürriyetine kazanmakla eşit tutabilir bu ASİL KURTULUŞ kahramanlığını hangi sözlerle tam olarak izah edebiliriz. Hiçbir söz bir milletin kurtuluşunu, bir vatanın elde kalışını tam olarak anlatılmaz. Her şey bitti dendiği, koca imparatorluğun son dilimlerinin bile paylaşıldığı bir zamanda Türklüğün, ülkenin bu ülkede yaşayan Anadolu insanın en değerli namusu-onuru yaşama hakkı kendi ellerine kendi inançları, kahramanlıkları sayesinde elde edilmiştir.

Bir vatanı vatan yapan şey millet olabilme kültürüne, tarihine, anılarına, geleneklerine sımsıkı yapışmış insanların vicdanı, hür iradesi, gönüllü seçimi değil midir? Doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi; Kürdü, Çerkez’i, Türk’ü, Arap’ı, Arnavut’u, Boşnak’ı ve daha nice insan evlatları cepheden cepheye koşup durmuş. Kim bilir kaç yüz bin aile evlatsız, babasız, eşsiz kaldığı halde;  “ Vatan Sağ Olsun!” diyerek, vatanın kurtuluşundan bir haber beklemiş…

Bütün bu beklentilerin bir araya getirdiği kahramanlar ve onların başında bir başka kahraman; Mustafa Kemal, daha 1906 yılında Cumhuriyeti dillendiren Yüzbaşı; doğuştan asker, doğuştan sivil, doğuştan sanatçı ve her şeyden önce bir insan; hür vicdanı ağzına kadar vatan sevgisi ve hürriyet dolu…

En çok güvendiği iki şey vardı; milleti ve ordusu! Milletinin ve ordusunun da güvenen bir insan ve arkadaşları… Mustafa Kemal Atatürk; gerektiğinde her şeyden vazgeçer ama hürriyetinden vazgeçmeyecek daha 1906 da Suriye’de satın alınmak istendiğinde “ Bugün adamı mı olmak istersiniz, yoksa yarınların mı? “ diyerek tarihsel sınanmalardan geçen değerli insan…

Vatanı selamete çıkaran, Cumhuriyeti kuran, devrimleri gözlerini bile korkmadan inanç içinde gerçekleştiren bu kahramanların yılmaz karakterini onuncu yıl nutkunda Mustafa Kemal şöyle anlatıyor;

“ Daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetindeyiz! Azmindeyiz… Yurdumuzu dünyanın en gelişmiş ve en medeni seviyeye çıkartacağız… Milletimizi gelişmiş ülkelerin de üzerine çıkaracağız…”

Sevgiyle, gönülle, bilimle, sanatla bağlılık en yüce bağlardandır. Elde ettikleri başarıyla yetinmeyen, başları dönmeyen bu büyük kahramanlar bin yıllık suskunluğu, dağınıklığı, cepheden cepheye asker olmuş, tarımda kalmış, okumamış, yol-yordam öğrenmemiş insanımızı medeni devletlerin bile üzerinde bir kültüre sahip olması gerektiğini düşünen Mustafa Kemal, bu sözleri laf olsun diye veya siyasi bir kaygı ile söylememiştir. Cephede inandığı ordusunun, kırsalda gördüğü insanının nasırlı elleri, buruşuk yüzleriyle verdikleri asil mücadeleleri onun inancını besleyen en hakiki kaynak olmuştur.

Israrla hep tekrarlar inandığı sözlerin halkına yansıyacak olan ruhunun enerjisini;

“ Daha çok çalışacağız… Az zamanda daha çok işler başaracağız… Bunda da muvaffak-başaralı olacağımıza şüphem yoktur.”

Dikkat ederseniz başarının topyekûn inançla olacağını her hücresinin inancını her sözcüğe inşa ediyor. Ve inanmış yoktan var edilen vatanın insanına, milletine.

Unutulmuş, bir kenara bırakılmış bir milletin bir güneş gibi doğacağını, doğmuş olan yeni Cumhuriyet’in onuncu yıl nutkunda hiçbir gereksiz söze başvurmadan tarihsel bir söylev içerisinde sadece Türk Milletine değil, bu topraklarda Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran her insana yüce ve tarihsel bir sesleniştir. Zaman ne kadar ileriye gitse bile, bu söylev insanın kulaklarında değil; vicdanı ve ruhunda her daim bir meşale gibi yanmaya ışık vermeye, yoluna devam edecek milletin ocağını aydınlatmaya devam edecektir.

Fakat “ Çok çalışmak, güzel sanatlara ilgi duymak, bilimi unutmamak” bu yüce milletin unutmaması gereken atasından aldığı en büyük mirastır. Bugünün ortamında bu mirasa ne çok ne büyük ihtiyaç var; çok çalışmaya, güzel sanatlara, bilime ilgi duyup tembellikten, uyuşukluktan kurtulup, çevresini aydınlatmaya ne büyük ihtiyaç var…

“ Ebediyete akıp giden daha nice on yıllarda bu büyük milletin bayramını daha büyük heyecan, şevk ve mutluluk içerisinde kutlamalıyız…”

Sadece Cumhuriyetin ilanı, ülkenin kurtuluşu değil, eksik kalmış her şey için mücadele etmeliyiz. Gelişmiş ülkeler durmak bilmeyen çalışmalar içinde her daim yarınlarda bizlerden beş on, hatta yüz adım önde koşuyorlar; bu koşuya yetişmenin en yüce anahtarı; çalışmak ve daha çok çalışıp daha uyanık olmaktır;