Çiftçi hayvancılıktan kopuyor

1985 yılından bu yana hayvancılıkla uğraşan Fedai Yüksel, Hayvancılıktaki temel sorunların tespit edilmesine ve canlı hayvan ithalinin acilen durdurulması gerektiğine dikkat çekerek “Türkiye’de hayvan ithal edildiği sürece hayvancılığın sonu iyi görünmüyor. Bir ülke için yurt dışından hayvan ithal etmenin sonu fecidir. Tekirdağ’da da birçok çiftçi hayvancılığı bırakmak zorunda kaldı. Çiftçiler para kazanamıyor, telef olup gidiyor” dedi.

1985 yılından bu yana hayvancılıkla uğraşan Fedai Yüksel, çiftçinin sürekli zarar ettiğini belirterek “Süleymanpaşa’da en fazla hayvanı olan kişilerden biriyim. Hayvancılıkta Tekirdağ’da ilk 3’e girerim. 2008 yılında 800 koyunum vardı. Hepsini sattım. 275 liraya 2 yıl vadeli kuzusuyla beraber. 2009’un Mayıs ayında bir koyun bin TL, kuzusu da 500 TL oldu. Ettiğim zarar ortada.” diye konuştu.

“BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK RAKAMLARI DA DÜŞTÜ”

Tekirdağ’da küçükbaş hayvancılıkta olduğu kadar büyükbaş hayvancılık rakamlarının da düştüğünü kaydeden Yüksel, “Tekirdağ’da benim gibi birçok kişi koyunculuğu bıraktı. 3 yıl içinde yarı yarıya inmişti rakamlar. Sonra yine 3 yıl içinde koyunculukta rakamlar yükselince, insanların koyunculuğa talebi arttı. Yani yeniden yarı yarıya artmaya başladı rakamlar. Fakat şimdi de büyükbaşlar hayvancılık rakamları düştü.” değerlendirmesinde bulundu.

“KASAPLARIN DA DURUMU KÖTÜ”

“Kasaplarda para kazanamıyor. Çünkü satış yapamıyorlar. 200-300 kilogram et satmaları lazım ki, para kazanabilsinler.” diye konuşan Yüksel, “Bir sonraki yıla süt ve et üretimi düşecek. Zaten et üretiminde de canlı hayvanı yurt dışından getirip burada satıyorlar. Ne olmuş oluyor? ‘Burada kesim yapıldı’ deniliyor. Ama kendinizi kandırıyorsunuz. Canlı hayvanı kesmek için buraya getirilmemelidir. Üretim parasına yazık. Kesilmiş al, çok para vermiş olmazsın. Karkas eti 28 TL’ye indirdiler şu an. İnek etinin kilogramı da 19-20 TL. Kasaplarda inek eti satılıyor ama bu sene satılamaz. Hayvanların yarısı erkek doğuruyor doğuştan yarısı dişi. Bu ne demektir? Kasaptaki hayvanların yarısı inektir. Neyi satıyorsun? Süt verimliliği biten bir hayvanı kesiyorsun. Erkek de aynı şekilde satılıyor. Dana eti inek etine göre daha kaliteli olduğu için arada 9 TL’lik fark var.” şeklinde konuştu.

“KÖYLÜ TELEF OLUP GİDİYOR”

Hayvancılıktan para kazanabilmesi için hayvanların kaliteli yem ve ürünlerle beslenmesi gerektiğinin önemle altını çizen Yüksel, “Sütü 1 lira 60 kuruşa alıyoruz. Trakya Birlik’ten 1 lira 83 kuruşa da süt yemi alıyoruz. 22 protein sınıfında. 16 kilogramlık alırsan verimin de ona göre oluyor. Türkiye ortalaması köylü 15-16 kilogram alıyor. Hiçbir kuruş kazandığı yok. Köylü telef olup gidiyor. Benim işletmemin süt ortalaması 28 kilogramın altında olmadığı için durum daha iyi. Yonca ve kaliteli silaj veriyorum. Mesela bir hayvan günde 24-25 kilogram mısır silajı yiyor. Hayvanlara verdiğimiz yemin içinde 1 kilogram saman 5 kilogram yonca oluyor. Bu en iyi süt veren hayvan grubuna veriliyor.” ifadelerini kaydetti.

“KOOPERATİFLEŞMEZSEK BU SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ”

Süte verilen teşvik miktarının azlığından yakınan Yüksel sözlerini şu şekilde noktaladı: “Hayvanın en çok süt verdiği dönem doğurduktan sonraki 4 aydır. 4 aydan sonra süt verme oranının inmesine göre gruplara ayırıyoruz hayvanları. 1, 2 ve 3. Grup olarak. Gruplara göre de yem veriyoruz. Sütün şu anda bize maliyeti 1 lira 70 kuruş civarında. Kesinti de var. Teşvik falan işe yaramıyor. Verilen teşvik 2 kuruş bir şey. Serbest piyasada sütün geleceği noktayı da devlet engelliyor enflasyon artışıyla. Bunların değiştirilmesi için yenilenmesi ve kooperatifleşmesi lazım Türkiye’nin. Kooperatifleşmezse bu sorunlar hiçbir dönemde bitmez. Benim malımı tüccar almıyor. Senin tüccarın mı var? 50 milyon dolar para olup da yatırım yapıp, buğdayını taşıyacak kimse yok. Çok ciddi paralar tutuyor bunlar. Mesela Avrupa’da kooperatif alıyor piyasaya arz ediyor.”

Habertrak/Özlem İnan