15°
Okurlarımın büyük bir kısmının, Türk olduğunu düşünüyorum. Biz Türkler, milattan sonra 745 yılında Uygur devleti kurulunca yerleşik hayata geçme sürecine girdik. Yıl 2024 oldu, günümüzde yerleşik hayata geçemeyen, birçok vatandaş bulunmakta. Yerleşik hayata ilk geçişimizden, 1279 yıl sonra. Üniversite öğrencileri başta olmak üzere, ülkemizdeki vatandaşların bir kısmı kalacak yer bulamıyor. Ülkemizde, kimsenin fark etmediği ya da fark edip sessiz kaldığı büyük bir sorun var; barınma sorunu.
*** Şehir dışından okul kazanan öğrencilerin önünde, dört seçenek var. İlk seçenek, ailesinin bulunduğu evde kalıp servisle okula gitmek. Bu seçenek, öğrenciler arasında nadiren tercih ediliyor. Pek çok, lise ve üniversite öğrencisi, ailesinden uzaklaşmak için il dışı okul tercih ediyor. Bulundukları ilde, öğretim kalitesi daha kötü olduğu için il dışından okul tercih eden öğrenciler de bulunuyor.
Okulunun bulunduğu ilde, barınmak isteyen öğrenciler için üç seçenek daha var. Bu üç seçenekten ilki, yurtta kalmak. Özel yurtları ve ‘vakıf yurtlarını’ saymıyorum. Türkiye genelinde, Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı yurtların sayısı 2022 yılında 800 idi. Yurtlara gitmek için başvuru yapmanız gerekli. Başvurunuzu yaptıktan sonra, yurda kabul edilirseniz; gerekli ücretleri yatırıp, 800 yurttan birine gidebilirsiniz. Yurda gittiğinizde, gerekli ihtiyaçlarınızı karşılamanız maliyetli olacak. Bu yüzden, KYK size burs veriyor. Burslar, 2024 yılı düz lisans öğrencileri için aylık 1250TL ile 2000TL arasında. Ayda 2000TL, günde ortalama 65TL ediyor.
Yurt hayatını kaldıramayan, öğrenciler için bir diğer seçenek ev kiralamak. İlçemizde, çoğunlukla dışarıda gezen bir öğrencinin, geceleri uyuyabileceği, aynı zamanda okulların bulunduğu mahallelerde olan evlerin kirası, aylık 10 000TL’den başlıyor. Eğer evde vakit geçirmeyi seviyorsanız, aynı muhitlerdeki vakit geçirilebilecek evlerin kiraları, aylık 15 000TL. Bu fiyatlarda, ev kiralayamaya ve diğer masrafları ödemeye gücü yeten aileler; çocuklarına ev kiralayabiliyor.
Birde, en az maliyetli olan seçenek var. Öğrencinin okuduğu ilde tanıdığı olanlar, çocuklarını tanıdıkların yanına götürüyorlar. Maliyetlerin, barınmadaki en büyük etken olduğu son zamanlarda bu seçenek, gitgide yaygınlaşıyor.
*** Veliler, bu seçeneklerden birini seçtikten sonra, çocuğunu okutuyor. Şehrimizin, barınma ile alakalı sadece öğrencileri değil, herkesi ilgilendiren bir başka sorunu daha var, gereksiz yapılaşma. Siz de fark ettiniz mi, yoksa bana mı öyle geliyor bilmiyorum? Şehrimizin, her yeri inşaatlar ile dolmaya başladı. Yeni yapılan Büyükşehir Belediye Binası’nın bulunduğu muhitte, evden çok şantiye görüyoruz. Umarım bu evler, olası bir depreme dayanıklıdır. Yeni yapılan evler, kimler için yapılıyor sorusu birçoğumuzun akıllarına geliyor. Benim aklıma, bu sorunun yanında birçok soru daha geliyor.
Bu evler, depreme dayanıklı mı? Evlerin bulunduğu muhitte, eğlence mekânları var mı? Çocukların oynayabileceği, güvenli sokaklar var mı? Bu evler, şehrin trafiğini nasıl etkileyecek? Şehrin, su, elektrik ve çöp toplama gibi hizmetleri yeni evlere yetecek mi? Yeni evlerde oturan öğrenciler, okul bulabilecek mi? Yeni evlere, otobüs, bisiklet ve yürüyerek ulaşım ne kadar kolay olacak? Bu evlerin, çevreye verdiği zarar var mı? Yeterli park ve bahçe var mı? Sorular, sormakla bitmiyor. Umarım, bizim aklımıza gelen sorular, yetkililerin de aklına gelmiştir.
Yetkililerin, bizi ne kadar önemsediğini yakın zamanda anlayacağız. Yakın zamanda, sorduğumuz soruların cevabını alacağız. Şehir sakinlerinin, önemsenmesi gerekli. Buna rağmen, bizleri önemsemeyen birçok müteahhit(yüklenici) var. Müteahhitlerin, bizi önemsemediğini, şehrimizde yaklaşık 30 dakikalık bir tur atarak anlayabilirsiniz. Muratlı caddesinde bir yürüyüş yapın. Yürüyüşünüzü, hele ki yağmurlu bir günde yapıyorsanız, kolay gelsin. Muratlı caddesi üzerindeki kaldırımlar, biraz şakacı. Üstüne bastığınızda, sizi düşürmeye çalışıyor, bazıları üstünüze su sıçratıyor. Müteahhitlerimiz sağ olsunlar, kaldırıma inşaat araçlarını park etmemek için kaldırımları sökmüşler. Zaten, kaldırımlar bizlere düşmandı. Kaldırımlar ‘puf’ olunca, sorun çözüldü. Böylece, istedikleri gibi arabalarını park edebiliyorlar. Üstüne üstlük, bizim kafamıza bir şeyler düşmesin diye çekilen şeritleri ve kukaları da kaldırmışlar. Böylece rahat rahat, olmayan kaldırımlarda yürüyebilirsiniz. Şantiyelerin bize yaşattıklarına ceza kesmeyenlere ve işini hakkıyla yapan şantiyelere selam olsun!
Yerel seçimler yaklaşıyor, hemen hemen her parti adaylarını açıkladı. Bu seçimde, barınma sorununa değinen adaylar görmek istiyoruz. Bir açıklama, bir ceza, bir uyarı, bir sokak yürüyüşü, bir esnaf ziyareti her şeyi değiştirebilir. Belki, seçimin sonucunu bile değiştirebilir. Evet, şaşırmayın. Bu kadar olmaz, “Bu şehrin kime oy vereceği belli.” demeyin. Türkiye’de yaşıyoruz, olamaz dediğimiz hemen hemen her şey oluyor. Halkın sorunlarını dikkate alan, belediye işçilerinin sorunlarını dikkate alan, kontrolsüz büyümenin farkında olan, belediye başkanı koltuğuna oturduğunda; bizim sorunlarımızı çözmek için elinden gelen her şeyi yapacak adayların, kazandığını görünce şaşırmayın. İşini hakkıyla yapacak, kendi gibi olmayanları da düşünen herkesin yolu açık olsun.
Saygılarımla…
