“Belediyecilik / Municipalism” yerel yönetimin ve topluluk gücünün önemini vurgulayan, siyasal bir ideolojiyi ifade eder.
31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak Yerel Yönetimler için seçim süreci başladı.
2 Ocak 2024’ten itibaren seçim gününe kadar yapılacak işler, Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilen seçim takvimine göre yürütülecek.
Örneğin 3 Mart 2024’te, kesin aday listeleri belli olacak.
Bu arada, belediye başkanı ve meclis üyesi aday adayları tatlı bir heyecan içinde, tanıtım çalışmalarına devam ediyorlar.
Aday adayları, bir taraftan da, partinin hantal bürokrasisini, egosu yüksek yöneticilerin ilgisizliklerini, anti-demokratik tutumlarını, gizli hesapları, son ana kadar süren ve insanı bezdiren kararsızlıkları ve şaşkınlık veren beceriksizlikleri anlamaya çalışıyorlar.
Bu yazıda, hayal kırıklıkları ve küskünlüklerle bitecek seçim süreci yerine, aday adaylarına yararlı olacağını düşündüğüm “Belediyecilik / Municipalism” kavramından bahsedeceğim.
BELEDİYECİLİĞİN TEMEL FİKİRLERİ NELERDİR?
Yerel kontrol: Belediyeciler, kararların yerel düzeyde, halka mümkün olduğunca yakın bir şekilde alınması gerektiğine inanıyor. Bu, yerel yönetimlerin kendi toplulukları hakkında karar alma konusunda oldukça fazla özerkliğe ve güce sahip olması gerektiği anlamına gelir.
Doğrudan demokrasi: Belediyeciler sıklıkla, insanların kendi toplulukları hakkındaki kararların alınmasına doğrudan katılabilecekleri halk toplantılar ve vatandaş meclisleri gibi doğrudan demokrasi biçimlerini tercih ederler.
Kaynaklar: Belediyeciler, toplulukların kamu hizmetleri, ulaşım ve konut gibi kendi kaynaklarına sahip olmaları ve bunları kontrol etmeleri gerektiğine inanırlar. Bu, bu kaynakların bir bütün olarak topluma fayda sağlayacak şekilde kullanılmasını sağlamaya yardımcı olabilir.
Sosyal adalet: Belediyeciler, sosyal adalete bağlıdırlar ve yerel yönetimlerin yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık gibi sorunların çözümünde rol oynayabileceğine inanırlar.
Belediyecilik ulusal hükümetlerin ve şirketlerin gücünü dengelemenin, daha demokratik ve sürdürülebilir topluluklar yaratmanın bir yolu olarak görülebilir.
Bu temel kavramlar çeşitli şekillerde biliniyor ve kısmen bazı yerel yönetimlerde uygulanıyordu.
“Belediyecilik” kavramının neredeyse bir ideoloji olarak görünür hale gelmesi, 2017 yılında Barcelona’da yapılan “Korkusuz Şehirler” toplantısından sonra oldu.
Toplantı, o yıllarda Barcelona Belediye başkanı olan Ada Colau ve kurucusu olduğu “Barcelona en Comu” platformu tarafından gerçekleştirildi.
Katılımcıların hazırladığı “Korkusuz Şehirler: Küresel Belediyecilik Hareketi için Kılavuz” kitabı 2019’da yayınlandı.
ADA COLAU KİMDİR?
Ada Colau 3 Mart 1974 doğumlu, Barselona Üniversitesinde Felsefe okumuş bir aktivist.
2008 mali krizinden sonra ev kredisi borcu yüzünden sıkıntıya giren vatandaşlar için kurulan bir platformun sözcüsü olarak politika sahnesine çıkıyor.
2014 yılında, Katalanca “Ortak Barselona” anlamına gelen “Barcelona en Comu” hareketinin kuruluşuna katılıyor.
Barcelona en Comu platformunun gündeminde sosyal adaletin ve topluluk haklarının savunulması, katılımcı demokrasinin desteklenmesi, yolsuzlukla mücadele mekanizmalarının tanıtılması ve Barselona için yeni bir turizm modelinin geliştirilmesi yer alıyor.
Platform, 2015 Barselona yerel seçimlerine ilerici bir grup olarak girme çalışmalarına başlıyor.
Barcelona en Comú, 10-11 Ekim 2014 tarihlerinde, iki günlük açık tartışmalardan sonra, platformun adı altında seçime katılacak tüm bireyler ve partiler için geçerli olacak Siyasi Etik Kurallarını belirliyor.
Çeşitli tartışmalardan sonra Barcelona en Comu platformunda birleşen partiler ortak liste üzerinde anlaşıyorlar.
Barcelona en Comu platformu Mayıs 2015’te yapılan yerel seçimde Barselona Belediye meclisinde 41 sandalyeden 11’ini kazanıyor.
İspanya’da halk önce meclis üyelerini seçiyor, sonra meclis üyeleri belediye başkanını seçiyor.
Barcelona en Comu’nun lideri Ada Colau meclisin ilk toplantısında üyelerin çoğunun oyunu alarak Barselona Belediye Başkanı seçiliyor.
Ada Colau 2019’da tekrar belediye başkanı oluyor, 2023 seçimlerinde kaybediyor.
KORKUSUZ ŞEHİRLER NE ANLATIYOR?
Kitabın ilk dört bölümünde “Belediyecilik” kavramı açıklanıyor.
Sonraki beş bölümde organize olmak için yapılacak işler anlatılıyor.
Takip eden dokuz bölümde de Belediye Meclisinde Radikal Demokrasi, Ortak Alanlar, Konut Politikası, Çevre, Temel Belediye Hizmetleri, Yolsuzluk, Ekonomi gibi başlıklar altında hareketin politik yaklaşımları anlatılıyor.
Her bölümün konusu, aynı alt başlıklar altında, Konunun Bağlamı, Mini-Manifesto, Örnekler, Kadın Katılımı, Anahtar Kavramlar, ve Kaynaklar şeklinde işleniyor.
Kadın Katılımı alt başlığında kadın katılımını arttırmak için fikirler veriliyor.
SONUÇ
Belediyecilik gittikçe önem kazanacak bir yaklaşım gibi görünüyor.
Ada Colau gibi aktivistlerin çabaları örnek alınmalı.
Belediyecilik / Municipalism konusunda yazılara devam edeceğim.
