Tarkan’ın sevilen şarkısından esinlenerek sesleniyorum Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’a. Onun şehir sevgisine, yapmak isteyip de yapamadıklarına ve yaptıklarına, öncü bir Tekirdağ idealine baştan beri saygı duyup, tatlı sert eleştirilerle birlikte hep olumlu yazılarımızla şehir kültürü adına desteğimiz tamdır…
Bugünün konusu, şehrimizin kültürel sosyal mekânlarını, kısacası Sosyal Belediyecilik anlayışının eksik, yetersiz kalışı üzerinedir… Özellikle emekli olan Tekirdağ insanları ve her gün şehrin bir mekânında olup da, fikirleri tartışmak isteyen düşünürlerimizin gideceği; sosyal ve kültürel doyuma ulaşacağı mekân yok gibidir…
Dikkatinizi çekmek isterim; şehrimizde açılan bir sürü alımlı, çalımlı mekân; genç kuşağa göre. Emekli ve geliri yetmeyen insanlarımıza göre değiller… Öyleyse, kendi ekonomik yetmezliği içinde bile dışarıda olmak, hareketin ve sosyal yaşamın içinde olan insanlar ne yapacak?
İnsanlarımız halen Eski Liman Çay Bahçesini özlüyorsak, eski belediye binamızın yanındaki Zübeyde Hanım Parkını arıyorsa, yerlerine daha iyi mekân yapamadığımızın acı gerçeği, şehir sosyal ve kültürel yaşamına zarar veriyor.
SARI KÖŞK, bugünün öznesi, merkezinde olan binanın ta kendisidir. Daha önce çok yazdığım, sözler aldığımız halde henüz MUTLU SONA erişemediğimiz SARI KÖŞK, buradan hiçbir zaman indirmeyeceğim, yok saymayacağım mekânların başında, hatta en başında geliyor.
Neden? Anlatayım… İstanbul, biz Tekirdağlılara bir saat uzaklıkta… Biraz sosyal, kültürel yaşama ilginiz varsa, İstanbul’un çileli, ağır trafik yüküne rağmen gittiğiniz mekânlar ruhunuzda her zaman tat bırakacak ve kendi şehrinizde de arayacaksınız; böyle verimli, böyle üretken ve şehir kültürüne, insan sosyalliğine fayda sağlayan yerleri…
Seslenmek isterim Kadir Başkan’a ; “ Yap bi güzellik be Başkan!” Daha önce verdiğim İstanbul örneklerini bize çok yakın ve her zaman karşılaştırmak için tekrar vereceğim.
İstanbul Beyoğlu Pera’da Koç’un kızı Suna Kıraç’ın tüm ülkeye hediye ettiği en verimli müzelerin başında gelen bir mekân var. Pera Müzesi, tıpkı bizim Sarı Köşk gibi, taş mimari ve alımlı bir duruşu olan bu yer, yıllardır ismi müze olsa da çok yönlü hizmet veriyor. Buraya bir giden, bir daha vazgeçemez! Neden?
Sarı Köşk boyutlarında olan Pera Müzesi’nin son katları süreli sergilere ayrılıyor. Orta katı ise daimi eserlerin sergisine… Giriş bölümü, hediyelik eşya satışıyla birlikte, kafeterya, lokanta hizmeti veriyor. En alt bodrum kat ise, sinema gösterimleri için…
Verimliliğe bir bakar mısınız? Sarı Köşk ayarı bir bina, ne çok hizmet vermeyi üstlenmiş! Niçin Sarı Köşk değil? Biliyorum, burayı çok güzel onardınız, aynı zamanda isteyen sanatçılara sergi salonu olarak da açığız, diyeceksiniz! Öyle bir şeyin bu insanlara katkı vermesini bekleyen yanlış yoldadır.
Kadir Başkan, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığını, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı müdür ve memurlarını Beyoğlu Pera Müzesi, Sabancı Müzesi, Karaköy’deki SALT Galata ve Modern Sanat Müzelerini görmeye, incelemeye göndermenizi istiyoruz. Bu şehir kültürünün durağan yaşamını, kullanılmayan mekânlarını şehir insanı hizmetine, Sosyal ve Kültürel Belediyecilik ve sizlerin düşlerinden birinin daha kök salması adına yapmanızı; yüzlerce, binlerce duyarlı insanımız adına rica ediyorum…
Kadir Başkan: Yap bi güzellik be…
