14°
Modayı takip eder misiniz? Kime sorsam değişik cevaplar alacağım bir sorudur bu. Modayı takip etmek ve moda anlayışı kişisel tercihlere bağlıdır. Kimi insanlar, kendilerini rahat hissettiren kıyafetleri giyerler. Kimi insanlar resmi takılırlar. Kimi insanlar ise eski dönemde giyilen, Vintage ismi takılan kıyafetleri giyerler. Çoğumuz üstümüze neyi beğenirsek onu giyiyoruz. Eğitim alırken ise bazı okullar bizlere istediğimiz kıyafeti giyme hakkını vermiyor. Bunun tabii ki sebepleri ve ince çizgileri var ancak okulların bir kısmı bu kuralları gerçekten gereksiz derecede abartıyor, aşırıya kaçıyor ya da amacından saptırıyor.
Bir kuralın neden konulduğunu anlamadan eleştirmek doğru değildir. Okul kıyafeti kuralları, öğrencilerin dikkatini eğitime yoğunlaştırmak, öğrenciler arasındaki sınıf farkını belli ettirmemek amacı ile konulmaktadır. Bu kurallar, velilerin oyları ile belirleniyor. Velilere, okul arması bulunan tek tip okul kıyafeti ya da mevsim şartlarına uygun temiz kıyafetler ile çocuklarını okula gönderme seçenekleri sunuluyor. En çok oy alan seçenek uygulanıyor. Bazı okullar oylama yapmıyor, denetlenmediği için çoğu okul sorun olmadan istediğini dayatabiliyor. Bunun iki sebebi bulunmakta, birincisi müdürün keyfinin öyle istemesi, ikincisi ise okul yönetiminin anlaşmalı olduğu kıyafet üreticilerinin, zengin olma arzusu.
İnsanların kendini beğendiği şekilde okula gidememesi bana fazlasıyla garip geliyor. Sokakta ya da resmi binalarda rahatlıkla giyilebilecek kıyafetlerin, okullarda giyilmesinin yasak olması bence çok saçma. Koyulan yasakların katı olması uygulanabilirliklerini düşürüyor. Özellikle liselerde, kıyafet ve saç-sakal kontrolü yapılır ise öğrencilerin büyük bir kısmının geçemeyeceğini düşünüyorum. Oysaki hemen hemen her lise öğrencisinin kıyafeti gayet normaldir. Otoriteler maalesef ki öğrencilerin hepsini aynı görüyor (Eşit değil aynı.). Öğrencilere istediği kıyafeti giyme imkânı bile verilmiyor, herkesin aynı kişilikte olması isteniyor. Gelecek nesillerin, aynı düşünen, aynı giyinen, aynı müzikleri dinleyen, aynı cinsiyette, aynı mezhepten ve aynı ırktan olmaları isteniyor. Ancak bizim farklılıklarımız var ve bu farklılıklarımızla güzelleşiyoruz. Aşırılıktan kaçıldığı takdirde, kıyafetlerin kurallarının esnek olması gerektiğini ve öğrencilerin tek tip kıyafet giymeye zorlanmaması gerektiğini düşünüyorum. Böyle olursa hem kuralın amacından sapılmaz, hem de herkes mutlu olur.
Nerden geldi bu kıyafet kısıtlamaları derseniz ise, nereden geldiği ya da ne zaman başladığı hakkında bir bilgi bulunmamakta. Katılaştırıldığı zamanı ise hepimiz biliyoruz. Kendisini, meclisten ve demokrasiden üstün gören Kenan Evren döneminde, okul kıyafeti kısıtlamaları katılaştı. Kenan Evren, başörtüsünün laikliğe ters olduğunu görerek, eğitim kurumlarında yasakladı. Sadece başörtüsü değil okul kıyafeti ve bıyık denetimleri de bu dönemde katılaştırıldı. Neyse ki zorba yönetimi gittiğinde ve ülkeye tekrardan demokrasi geldiğinde, öğrenciler okullara tekrardan başörtüleri ile gidebildi. Laiklik ise elden gitmedi. Gitmeyecekti zaten, bunu herkes biliyordu asıl amaç öğrencilerin üzerinde otorite kurmak idi.
Umarım bu sözlerimiz bir yerel gazetede köşe yazısı olarak kalmaz. Küçüklerimiz bu yazılara bakarak “İyi ki bunlardan bahsetmişler de şuan rahatça eğitim görebiliyoruz” derler. Belli bile olmayan şekilde makyaj yaptığı için ceza alan kızların, sakalları müdürden daha kısa olmasına rağmen sakalları uzun olduğundan ceza alan erkek çocukların. Hayatlarında hak ettikleri başarıyı alacaklarına inanıyorum. Öğrencilerin kılık kıyafetleri konusunda orta yolun bulunduğu. Otoriteler tarafından deneme tahtası olarak görülmedikleri bir dünyanın gerçekleşmesini umut ediyoruz. Çabalamaktan vazgeçmeyin dostlarım.
