DOLAR 32,2611 % 0.03
EURO 35,2303 % 0.21
GRAM ALTIN 2.525,19 % 0,98
ÇEYREK A. 4.128,68 % 0,98
BITCOIN 67.121,93 0.018
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 13°

OKUNABİLİRLİK

Son Güncelleme :

22 Ocak 2024 - 14:26

OKUNABİLİRLİK
YAZMAK KEYİFLİ BİR UĞRAŞTIR

 

Habertrak’ta altı aydır köşe yazılarım çıkıyor.

Her biri ortalama 900 civarında tıklanıyor.

Tıklama sayısı okunup okunmadıkları hakkında bilgi vermiyor.

Merak ettiğim konuları araştırmak, yeni şeyler öğrenmek, ilginç bir makaleyi özetlemek, yazı konusu bulmak için olayları, yayınları takip etmek, gözlemler yapmak  keyif aldığım şeyler.

Yazılarımın çoğu politika ile ilgili.

Parti dedikoduları, kimin ne yaptığı, pahalılık, emekli maaşları gibi konulara girmiyorum.

Daha çok, ideal parti, ideal politikacı gibi konuları, demokratik ülkelerden örneklerle anlatmaya çalışıyorum.

Parti Okulu eğitmeni olduğum için, bu alanda yazmayı bir görev gibi görüyorum.

Bazı arkadaşlarım hep muhalefet yapıyorsun diyorlar.

Ben muhalefet değil,  kıyaslama, iş dünyasında kullanılan deyimle, ”benchmarking” yapıyorum.

Hedef kitlem, politikaya ve bilimsel konulara  ilgi duyan kişiler.

Yazmak eylemi kendi başına keyifli, ancak, insan yazdığının okunmasını ve az çok bir etki yaratmasını da bekliyor.

O nedenle biraz özeleştiri yapacağım.

 

SEÇİM TEKNİKLERİ İLE İLGİLİ YAZILAR  ETKİLİ OLMADI

 

Geçen hafta gerçekleşen bir olay nedeniyle, yazılarımın neredeyse hiç etki yaratmadığının farkına vardım.

Olay şu: CHP Süleymanpaşa Belediye Başkanı adayını belirlemek için  ön seçim  kararı alındı.

Bu yazı yayınlandığı zaman ön seçim yapılmış, bitmiş olacak.

Ön seçimin büyük ihtimalle, basit çoğunluk yöntemi ile yapılacağını düşünüyorum.

Çünkü başka seçim yöntemlerinin de bulunduğu pek bilinmiyor.

Seçim teknikleri hakkında onlarca yazı yazdım, ama değerli arkadaşım Mehmet Sabri Yüce’den başka, bu konunun önemini kavrayan bir kişi  çıkmadı.

Diğer aday adayları, yüksek seçmen memnuniyeti ile sonuçlanan, stratejik oylardan en az etkilenen  “onay oylaması” tekniğini merak edip, sorgulamadılar.

İlçe yönetimi de anlattıklarımı masal gibi dinledi, Türkiye’ye örnek olabilecek bir adıma cesaret edemedi.

Sonuç: Yazılar daha okunabilir olmalı, okunmalı ve anlaşılmalı.

 

YAZILAR KISA VE “OKUNABİLİR” OLMALI

The New York Times gazetesinin yardımcı editörü David Firestone, 17 Ocak 2024 tarihli köşe yazısında, gazetenin “Fikirler” bölümünde, okunması gayret isteyen uzun yazıların yayınlandığını, fakat, artık  birkaç paragraflık, bir dakikada okunabilecek yazılara da, “Nokta” başlığı altındaki bir bölümde yer vereceklerini anlattı.

Yani, yaklaşık 150 kelimelik, ama bir fikir veren yazılar istiyorlar.

Yazıların “okunabilir” olması da önemli.

Hacettepe Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Ender Ateşman, Türkçe metinlerin okunabilirliğini hesaplamak amacıyla bir formül geliştirmiş.

Sadeleştirdiğim formül şöyle:

OS = 200 – 40x – 3

OS : okunabilirlik sayısı

x: sözcüklerdeki ortalama hece sayısı

y: cümlelerdeki ortalama kelime sayısı

Okunabilirlik sayısını hesaplamak için, incelediğiniz metinden bir bölüm alıyorsunuz.

Bu bölümdeki cümleleri, sözcükleri ve heceleri sayıyorsunuz.

Sonra  bir sözcükteki ortalama hece  sayısını (x)  ve bir cümledeki  ortalama kelime sayısını (y) hesaplıyorsunuz.

X ve y değerlerini kullanarak, formülden  okunabilirlik sayısını buluyorsunuz.

Okunabilirlik sayısı  70-100 arası olan metinler  kolay, 50-69 arası olanlar orta güçlükte, 1-49 arası olanlar ise zor olarak nitelendiriliyor.

Bu yöntemle, birinci kutudaki paragrafın okunabilirlik sayısını hesapladım, sonuç 73 çıktı.

Bir yazı kısa ve okunabilir ise okunur,  anlaşılır ve bir etki yaratabilir, belki…