DOLAR 32,2531 % 0
EURO 34,8738 % 0.41
GRAM ALTIN 2.420,57 % 1,14
ÇEYREK A. 3.957,64 % 1,14
BITCOIN 62.070,00 -0.812
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 16°

SOKAK SANATÇILARI

Son Güncelleme :

19 Şubat 2024 - 11:55

SOKAK SANATÇILARI

 

 

SOKAK MÜZİSYENLERİ

 

Renkli tebeşirlerle kaldırıma resim çizen, pandomim yapan, şarkı söyleyen sokak sanatçıları, insanı şaşırtan becerilere sahip kendine güvenen kişiler.

Bu sanatçılar içinde en çok müzisyenlere rastlıyoruz.

Sokak sanatçılarının derinliklerini görüp, ilginç hikayelerini yazmak, köşedaşım sevgili Güven Serin’in alanına giriyor.

Ben burada, dikkatimi çeken bir olay nedeniyle bazı örnekler verip işi yine politikaya bağlayacağım.

Yukarıda resmi görülen Joshua Bell’in deneyini duymuşsunuzdur.

Ünlü virtüöz Joshua Bell, 4 milyon dolarlık Stradivarius kemanıyla, Washington metrosunda, bir sokak müzisyeni kılığında, 45 dakika keman çalar.

12 Ocak 2007 yılında yapılan bu deneyde, Joshua Bell’in önünden 1097 kişi geçer,7 kişi durup dinler, 27 kişi, toplam 32 dolar 17 sent bağış yapar, sadece bir kişi onu tanıyabilir.

Yurt dışı gezisinden izlenimlerini anlatan ünlü biri, “Biz bu caddeleri inşa edebiliriz ama içine böyle sanatçıları nereden bulacağız?” anlamında bir söz söylemişti.

Belediye meclisi üyesi seçilirsem, sokak sanatçılarını teşvik etmek için önerilerde bulunacağımı başvuru dosyamda belirttim.

Bazı ülkelerde belediyeler, sokak sanatçıları için, belli yerler ayırıyor, ses düzeyi, çalışma saatleri gibi konularda sınırlamalar getiriyor, sınavdan geçirip sertifika veriyor.

Sokak sanatçılarının yoğun olduğu semtlerde suç oranları düşük çıkıyormuş.

Demokratik ülkelerde “konuşma özgürlüğü” yanında  bir  “sanatsal ifade özgürlüğü” kavramı da var.

Çok hoşuma giden bir örnek: https://www.youtube.com/watch?v=Hxm5pJsgKVo&ab_channel=CarolE.

Bu videoda “Operadaki Hayalet” müzikalinden bir parça söyleyen bir sokak şarkıcısına, tesadüfen oradan geçen müzikalin sopranosu Celinde Schoenmaker eşlik ediyor, şahane bir düet yapıyorlar.

 

BOOGİE WOOGİE

 

Çoğunlukla Londra’nın King Cross tren istasyonunda piyano çalan Brendan Kavanagh, yoldan geçenleri katılmaya davet ettiği eğlenceli gösteriler yapıyor.

Brendan Kavanagh, “boogie woogie” ustası, Youtube’da 11 yıl önce verdiği derslerin kayıtları bulunuyor:

https://youtube.com/playlist?list=PLiqPOxHnrY0wqTicsMuOqFPVC_BRHvhD_&si=ZwGHPMZE_rK2zEFm

Boogie woogie, karışık bass ritimleri eşliğinde, neşeli melodilerle çok hızlı çalınan, çok ince notalara çıkılan, tuşlara sert vurulan bir piyano stili.

Bir örnek: https://www.youtube.com/live/j07LYnEI3N8?si=m_3Q44utmAd-Io72

Bu videonun 35. Dakikasında,  dinleyicilerin arasından kırmızı paltolu bir kız Brendan’ın dikkatini  çekiyor.

Kız 17 yaşında, adı Miranda, bir müzik öğrencisi.

Miranda, Brendan’ın eşliğinde “Ave Maria” söylüyor.

Brendan performanslarını videoya çekiyor ve yayınlıyor.

Bir gün onu dinleyen Çin uyruklu bir grup turist de videoya çekiliyor.

Grubun lideri bu çekime itiraz edip olay çıkartıyor.

Olaya polis karışıyor, bir kaç gün, piyanoyu vaka mahalli şeridi ile çevreleyip çalınmasını engelliyorlar.

Brendan aleyhine davalar açılıyor, Çin’de kampanyalar başlıyor.

Özgürlüklerden, demokratik haklardan bahsederek bu duruma karşı çıkan Brendan, takipçileri arasında bulunan avukatlardan yardım istiyor.

Konu hala kapanmış değil.

 

ÇİN, PİYANO, DEMOKRASİ

 

Mao’nun Kültür Devrimi zamanında, bir burjuva sembolü olarak görüldüğü için, piyanolar kırılıp yakılmış.

Ama şimdi Çin’de piyano sahibi olmak, piyano çalmak bir statü göstergesi.

Günümüzde Çin, en çok piyano üreten ve satın alan ülke durumunda.

Lang Lang, Yuja Wang gibi ünlü piyanistlerin Çin’den çıkması şans değil.

Yanılmıyorsam Thomas L. Friedman, Çin’in gelişmesini ABD ile karşılaştırırken Çin’de piyano öğrenen çocukların sayısın büyüklüğünden bahsetmişti.

Çin’de yönetim, özgürlük ve kontrolun anlaşılması güç bir karışımı şeklinde.

Örneğin seçim sistemi: Çin’de, batı demokrasilerinde görülen türde, parti adaylarının yarıştığı seçimler yok.

Devlet organları, beş yılda bir yapılan, bizim kongre sürecindeki parti içi seçimlere benzer, 3-4 ay süren  kongre çalışmaları ile belirleniyor.

Ama bu seçimlerin ilk basamağı, bizdeki ilçe delege seçimlerinden çok daha demokratik.

İlk basamak seçimlerinde, halk doğrudan oy kullanarak yerel kongre üyelerini seçiyor.

Yerel kongrelerde il kongrelerine gidecek delegeler seçiliyor.

Bu süreç Ulusal Halk Meclisine kadar gidiyor.

Yerel kongre için, Çin Komünist Partisi, kitle örgütleri veya en az 10 seçmen tarafından desteklenen bir kişi aday olabiliyor.

Yerel delegeler, en fazla üç delegenin seçileceği şekilde planlanmış seçim bölgelerinde, “puanlama” yöntemi ile  seçiliyor.

Puan oylamasında bir seçmen oyunu, listedeki aday isimlerinin yanında  lehte, aleyhte, veya çekimser olarak belirlenmiş kutulardan birini doldurarak kullanıyor.

Lehte oylar +1, çekimser oylar 0, aleyhte olan oylar -1 şeklinde puanlanıyor, en çok puan alanlar seçilmiş oluyor.

Şimdi gözlerimizi kapatıp, ülkemizde, blok listeler yerine, Çin’deki gibi, on üyenin imzasını alarak çarşaf listelere adını yazdıran üyelerin ilçe delegesi seçildiği bir kongre sürecini hayal edelim.

Bu süreç sonunda oluşan Kurultay, zar zor genel başkanı değiştirdik diye sevindirik olduğumuz 2023 Kurultay’ından çok daha demokratik olurdu, değil mi?