DOLAR 32,3983 % -0.13
EURO 34,8049 % 0.14
GRAM ALTIN 2.440,32 % 0,07
ÇEYREK A. 3.989,92 % 0,07
BITCOIN 62.530,01 -1.709
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 16°

     FERHADANLI: MARİFETLİ İNSANLAR DİYARI

Son Güncelleme :

29 Ağustos 2023 - 16:10

     FERHADANLI: MARİFETLİ İNSANLAR DİYARI

   Tekirdağ’da Diyarbakır karpuzunun başrol oynadığı zamanlarda bir baktık ki Ferhadanlı karpuzu anılmaya başladı. Dikkat buyurunuz; beş on yılda Ferhadanlı denen marifetli insanlar diyarında, bir günde YÜZ kamyon karpuz yüklenir, ülkemizin her yanına yollandığı gibi başka ülkelere ihracat yapılırdı…

Karpuzu yıllar, eski bolluk bereketli zamanları kaybetmiş görünse de, bunun sorumlusu Ferhadanlı insanları değildir. Sorun; SU sorunudur. Gölet, baraj, ismi ne olursa olsun yapıp da her tarlaya su ulaştıran kanalları suyla dolduramazsan; çiftçi bu yükün altından kalkamaz ve bir anda sulu tarımdan vazgeçer…

Ferhadanlı’nın caddeleri, sokakları tertemiz. Görünen o ki, belediyelerimiz marifeti bol olan bu yere önem ve değer veriyor. Karpuz ekimi azalmış olsa bile su kenarına yakın olanlar tarlalar karpuz kavunu ile yine öne çıkıyor. En tatlı, en doğal olanı ve en hakkı verilen ürünleri burada bulmak mümkündür. Ekmeği de, tereyağı, ekşimiği, peyniri de…

Pazara çıkan Ferhadanlı kadınlarının ekşimiği, peyniri ve sütü, ilk önce biten ürünlerdir. Niçin? İçinde marifetin bildik değerleri vardır; disiplin, sevgi ve hüner…

Mehmet Çevik’in teyze oğlu Hasan Lafçı’yı ziyaret ettiğimizde, bahçesinde dinlenen iki keçiyi gördüm. Keçi peynirinin gücü, neşesi, sıhhatli gerçeği için Hasan Lafçı keçi beslemeye başlamış. Ailesinin ihtiyacının çok ötesinde yapmış olduğu peynirler de Ferhadanlı insanının disiplin, sevgi ve marifet stratejisini göstermeye yetiyor.

Hasan Lafçı: – Keçileri satacağım, deyince: -Niçin, satacağını sorduğumda:

—İyi güzel bize çok faydalı ama çok bağlayıcı; hiçbir yere gidemiyor, gezemiyor, göremiyorum.

Hasan Bey,40 yıl sağlık dünyası içinde aranan çalışanlardan birisi olmuş. İnsan ömrü çok daha uzun olsa, belki 140 yıl da aynı sektörde çalışacak yörenin ayrı bir değeri ve kıdemlisi…

Eğitimci sanatçı Mehmet Çevik’in öncülüğü ve ev sahipliğinde Ferhadanlı insanlarını daha yakından tanıma şansını buldum. Kahvehanesi, bakkalı, berberi, üretici insanlarıyla köy kokuları, horoz ve hayvan sesleri halen duyulan, gençlerini şehre kaptırsa da, yeterli su imkânı bulsa, bölgemizin önemli ihtiyaçlarını karşılayacak çalışkan köy insanlarının karpuzu kadar meşhur olmuş esnafı da var. Köyün 56 yıllık berberi Kamil YILDIZ… Dili yok ama marifeti çok… Fotoğraf sanatına ilgisi, belki de fırsatı olsaydı, Ferhadanlı’ya başka birincilikler getirecek bir usta. Onun tıraş edişini izledim. Sadece elleriyle, gözleriyle, deneyimiyle değil, sanki ruhuyla da tıraş ediyor oraya oturmuş; ununu elemiş ve eleğini henüz başka yerlere asmamış insanları…

Ferhadanlı’nın marifetli insanlarını anlamak ve tanımak için birkaç saat yetmeyeceği bellidir. Geçirdiğim sürelerde gözlemlediğim bir şey var; bu insanlara yeterince su desteği sağlansa; seksen yaşında olan, kırk yaşında olandan önce gider…

Mehmet Kara ile Rafet Bey’in ortaklıkta bulundukları gölet kıyısında bulunan bostanına, bahçesine gittik. Ürünlerin bolluğu, yapılan hizmetin dürüstlüğünü ve disiplinini göstermeye yetiyor. Doğa denen yüce ana, sen ona el uzatır, samimi yaklaşır canını yakmazsan, her zaman bir, beş alır ama yüz, bin vermeyi de pekâlâ bilir…

Rafet ve Mehmet Bey’in yetiştirdiği Kırkağaç Kavunu kır soframıza kondu. Peynirin, yine kendi yetiştirdikleri domates ve kavunun tatları, bildiğimiz tatları nazikçe bir kenara itti: – Affedersiniz ama esas kavun, domates, biber biziz, dediler…

Kahvehane sohbetlerinde kendilerine ihtiyar demeyen ve ihtiyarlığı hak etmeyen insanlardan birisi de Mehmet Çevik’in dayısı Haşim Çolak’tı. Böyle insanları dinleyince, tanıyınca; “Yaşlanmak güzel şey be kardeşim” demeyi de doğru buluyorum…

Velhasıl arkadaşlar, bir Ferhadanlı gününde birçok insanı tanıdım. Mehmet Çevik’in teyze oğlu Hasan Lafçı, Rafet Bey, çocukluk arkadaşı Mehmet Kara, bir ay önce tanıştığım Recai Deniz ve daha birçok Ferhadanlı insanı, gölgeleri, kahvehaneleri miskinlik etmek için değil, dinlence, bilgilenme ve gelen misafirleri dinleyip fikir edinme yeri olarak terci ediyorlar.