DOLAR 32,4196 % -0.07
EURO 34,8344 % 0.23
GRAM ALTIN 2.435,06 % -0,15
ÇEYREK A. 3.981,33 % -0,15
BITCOIN 62.276,00 -2.664
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

İLGİLİ YÖNETİCİLERE DUYURULUR

Son Güncelleme :

18 Eylül 2023 - 11:12

İLGİLİ YÖNETİCİLERE DUYURULUR

        ( Bu Şehrin Sahip Çıkanı Var Mıdır? )

Özellikle tarihi kişilikleri anlatan anıtlar niçin yapılır? Ertuğrul Mahallesi Ertuğrul Firkateyn Anıtı ve Ertuğrul Mahallesi I.Murat Han ( Murat Hüdavendigar )  anıtları da geçmiş ile gelecek arasında bugüne bir bağ kurulması amaçlanmamış mıdır?

Her iki anıtın da yapıldıkları dönem aynı olmakla birlikte, yapan sanatçı da aynı kişidir. I.Murat Anıtı ile Yarbay Ali Bey Kaptan Anıtı geçmişi anma, hatırlama ve yeni kuşaklara tanıtma amaçlı yapıldığına yürekten inanıyorum. Bu anıtlara katkı sağlayan; siyasi ve ekonomik olarak, emek harcayıp rölyef sanatını uygulayan sanatçı Memiş Aslan’da bir art niyet taşımadan yapmış olduğuna inanıyorum.

Fakat geçtiğimiz ay Yarbay Ali Bey Anıtı ve eserin fotoğrafını köşemde paylaşmıştım. Daha önceleri yazıp paylaştığım ve yöneticileri göreve davet ettiğimiz gibi… Şimdi de aynı çağrıyı: Padişah I.Murat Anıtı için yapıyorum. Bir parça anıt sanatını bilenlerin ifadeleriyle gidip incelediğimizde I.Murat’ın sol kolu sakatmış gibi durduğunu görünce şaşırdığımı, üzüldüğümü ifade etmek istiyorum.

I.Murat Anıtı tıpkı Yarbay Ali Bey anıtı gibi özürlü kabul edenlerin çokluğu düşünülünce, sessiz kalan, tarihi kişiliklerle yakından ilgilenmeyenlerin tarafsızlığını, çevrelerine karşı duyarsızlığını ise şöyle değerlendirmek isterim; “Öyle veya böyle, hiç yoktan iyidir”-diyen bir sürü insan da var…

Hiç yoktan iyi diye anıt olur mu? Özellikle ismi I.Murat gibi Osmanlı dönemi içinde Trakya’nın, Tekirdağ’ın ve Balkanların alınması, Edirne’nin başkent oluşu; saymakla bitmeyecek gelişmeler, destansı savaşlar ve her şeyden önce yaşadığımız şehirlerde halen duruyorsak, buraları vatan bellediysen; o insanların da isimlerini büyük yazarak veya sıradan anıtlarla hatırlayamayız!

Onlar adına her ne yapılırsa yapılsın, ister park, ister anıt; tarihe ismini yazdırmış, dünya tarihine geçmiş atalarımızın anıtları da kusursuz olmalıdır…

Böyle mi yaptık? Kusursuz olmayı bir kenara bırakalım! Üzülerek söylemek isterim ki bu anıtları sanattan anlayan veya anlamayan biraz duyarlılık gösteren herkesin söylediğini ifade etmek isterim ki; “ Özürlü Anıtlar” olarak topluma sunduk.

Anıtlarla bağ kuran, mutlu olan binlerce insanımız var. Özellikle dışarıdan misafir, turist gelen insanların uğradıkları ilk yerlerden birisi anıtlarımız oluyor.

Antik zamanlardan; 3000 yıl öteden kalan anıtlara, kahramanlara bakınca insanın saygı duyası geliyor. Anıttaki yüzde, anıtı temsil eden karakterdeki duruş, soyluluk, güçlü ifadeler; tüm zamanlara ait bir sanat ve öykü bütünlüğünü de dünya mirası olarak sunmuyor mu?

Bizi biz yapan atalarımıza saygı göstereceksek onlar adına yapılmış anıtların neredeyse KUSURSUZ olmasını istemek de hakkımızdır. I.Murat Anıtı acilen gözden geçirilmeli ve Tekirdağ’a yakışan, I.Murat gibi çok önemli tarihsel kişilikten özür dileyen mahcubiyet içinde yenisiyle değiştirilmelidir.

Gelecek kuşaklara ulaşmak, onlar tarafından anlaşılır olmak istiyorsak, bizden önceki kuşakların, önemli kişilerin bıraktığı manevi değeri de NİTELİKLİ ve sanat değeri taşıyacak şekilde inşa etmeli, bakanları bir kez daha bakmaya, gelmeye gönüllü ikna etmeliyiz.

Niteliksiz yapıları, anıtları, bakımsız yerleri gören duyarlı insanlarımızdan çoğunlukla hep aynı sözleri duyuyorum; “ Bu şehrin sahip çıkanı var mı? Yok, mu, belli değil…” Oysa bu şehrin sahibi: HEPİMİZ…

Ne yazık ki “Hiç yoktan iyidir” felsefesi, en iyiyi, en nitelikli ve kaliteli olanları tanımaktan uzak bırakıyor bu soylu insancıkları. Bu sefer de şehirlerimizde, ülkemizde nitelikli olan insanlar, başka ülkelere koşarcasına adeta kaçıyorlar. Sevmek kuru kuruya,”Hiç yoktan iyidir” mantığı ile olmayacağı, sonuna gelindiği de bellidir…